En az % 50 nakit olun diye bundan uyarıyorum. Misal bugün TCMB 100 değil 200 puan arttırdı neden? Her şey yolunda ise neden yaptı peki? Yok yolunda değilse, o zaman bir önceki toplantıda hazır kur da düşerken 100 baz puan daha artış yapsaydı da, kur gereğinden fazla düşmeye kalkacak olursa o zaman da eksik rezervleri tamamlayacak merkez bankası döviz alımlarına geçseydi, bu takdirde kurun bu nedenle yükseldiği bilineceği için kurun yükselişinden kimse rahatsız olmazdı.
Ya da, bir veri açıklanıyor. Mesela TCMB rezervleri. Nette eksi mi değil mi? Kim cevap veriyor? Siyasiler. Peki asıl kurumun başındaki kişiler bu açıklamayı yapması gerekmez mi? İşte böyle olunca, güven her konuda sarsılıyor.
Maalesef ayrıca yapılması gereken reformlar için gerçek manada yapılan birşey yok. Piyasada hukuk ve ekonomik reform için heyecaan yaratıldı ama açıklamalar kimi tatmin etti ya da hangi sorunumuzu çözdü?
Faiz artışı enflasyon nedeniyle eksi faiz verilmemesi için yapılıyor. Yoksa kur yükseliyor. Dövize bağlı ekonomi olduğumuz için de kur artışı her yerde enflasyon baskısı yaratıyor. Ama bunu dengelemek için enflasyon sorununu çözmeyip, faizlerle farkı kapatmaya gidince, kredi ve mevduat faizlerinin artmasına neden oluyorsun. Bu da her alanda ayrıca üretim, yatırım ve kredi geri dönüşlerinde, tabii ki enflasyon üzerinde de olumsuz etki yaratıyor.
Şimdi tüm bunlar yokmuş gibi davranmak çözüm olmuyor görüyorsunuz. Bunlarla uğraşırken sınırlarımızın ötesindeki sorunlarımız da ayrıca riskler yaratıyor. Ama mesela Suriye'de ABD ve diğer ülkelerin yaptıkları belli değil mi? İleride bizi de içine alacak bir devlet kurulması için çabalıyor, alt yapıyı kuruyorlar. Biz bunu görüp, Esad ile bu oyunu bozmazsak, sonra ABD'ye YPG'ye binlerce tır silah veriyor diye dert yanıyoruz. Halbuki en başında ve hala bu sorunu çözebiliriz. Aynı şekilde Mısır ile de gerginliğin neticeleri işi nerelere götürdü görüyorsunuz. Yunanistan ve İsrail gerilimlerimizde bile Azerbeycan dışında bir desteğimiz kalmadı.
Ama bakınca dünyaya örnek ülkeyiz diyoruz. Bunlar doğru ise kurlar ya da faizler neden artıyor. Borç yapılandırmaları, ötelemeler neden yapılıyor o zaman? Dünya benzer sıkıntıları yaşıyor ama yaşadığını kabul ediyor. Ya biz?
Hal böyle iken hala kamu tasarrufu konusunda bir harcama kısmasına gitmiyoruz. Bunu temsil ve araç alımları ile yapmaya kalkıyoruz. İşte reform bekleyip, açıklamalara göre yapılacak görüp, öngörü verip reformlar gerçekten olmayınca maalesef bizleri ve öngörülerimizi de olumsuz etkiliyor.
Son dönem yakalanmalar bundan. Hatta yakalandığımız hisseler de çok ciddi karlar açıklayanlar. Ama dirençlerini kıramayınca her birinde kar satışları görülüyor. Bilançoları iyi olanlarda sorun olmaz. Düşerler ama yine çıkarlar. Önemli olan ederi olmayan hisselerde yakalanmamak.
Bankalar mesela bilançolarına göre çok ucuzlar. Ama geri dönmeyen kredi sorunlarının ne olduğunu gerçekten bilmiyoruz. Mesela ttkom için 5 Milyar Dolar'a yakın kredi verdirildiler. Ama en sonunda kuruma hissedar olarak bunun telafisine gittiler. Yani bu tarz riskler şeffaf da değil.
İşte bu nedenle uzun zamandır temkinli olmak gerektiğini yazıyorum. Ama bir taraftan da sanki gizli bir el, borsanın düşmesine mani oluyor. O zaman da düşüş bekleyip bekleyip düşmesyince en sonunda öngörü vermeye başlıyoruz. Onda da yakalanıyoruz.
Bu sürecin devamlı yazdığım riskleri nedeniyle kenarda muhakkak nakit de bırakmayı pas geçmemek lazım. Açık öngörülerde ise beklentilerimi koruyorum. Hisseler bazen dirençlerini geçemeyince, realize olur, sonra güç toplayıp bu dirençlerini yeniden kırmaya kalkarlar. Misal Bımas! Şartlarında kötülük yokken 63.65'e kadar düştü. Şimdi ise piyasa bu haldeyken 74.00 oldu.
Aldığınız hisseye inanıyorsanız sabırla bekleyeceksiniz.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_