Saat 10:00'da Haziran ayı aylık ve yıllık enflasyon verilerimiz açıklanacak. Piyasalar için önemli bir veri. Eğer enflasyonda düşüş görülürse, TCMB'nın faiz indirimi beklentileri destek bulacaktır. Beklentim enflasyonda belirgin bir düşüş görülmesi yönünde. Özellikle yaz aylarında olmamızdan ötürü sebze fiyatlarında yaşanan düşüşler enflasyonu olumlu etkileyecektir. Ama elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar nedeniyle sonraki aylarda bu düşüş beklentisi azalabilir.

Kısacası enflasyonda kalıcı iyileşme gerçekten de üretimi arttırmak ve doğrudan yatırımları daha çok çekmekle sağlanacaktır. Bunun başarılması için de piyasa güveni çok önemlidir. İçeride ve dışarıda ülkemize karşı güven erozyonu yaşanıyorsa kurlar yüksek fiyatlanır. Bu durum da başta enerji olmak üzere, ara mal ve ithal girdilerin fiyatlarını olumsuz etkiler. Bu nedenle de enflasyon sorunu sürmeye devam eder.

BİST'de Neler Olabilir?
              Enflasyonda düşüş görülürse faiz indirimi beklentisi artar. Bu durum bankalara olan talebi olumlu etkiler. Ama faiz indirimi ekonomik veriler tam düzelmeden yaşanırsa karşılığında kurlara yükselme baskısı yaratabilir. Bu ise banka hisselerini olumsuz etkiler. Bu nedenle faiz indirimi beklentisi ile bankalara ekstra talep gelecek olursa dikkatli olmakta yarar var. Kar realizasyonları da birlikte gelebilir.

Kurlar düşünce sendikasyonlardan, faiz düşünce de ellerindeki devlet kağıtlarından bankalar için pozitif bilanço yansımaları oluyor. Bu nedenle ilk önce bankalar sert talep görebiliyorlar. Ama sanayide bilanço yansıması ciro ile ilgili. Maalesef genelinde bu konuda sorun olduğu için sanayi sektörü borsada bankalara eşlik edemiyor. Ama döviz borçlu sanayi şirketleri kurların düşmesi sürecek olursa zararları azalacağı için talep görebilirler. Tabii bunun tam tersi dövizi bol olan şirketler ise, düşen kurlar nedeniyle olumsuz bilanço yansımalarına sahne olabilirler. Bu beklenti de bir önceki dönem karı yüksek olan şirketlerde satış baskılarının yaşanmasına neden olur. Ama siz yine de bu şirketleri tercih etmeye devam edin. Bilançolarındaki döviz karşılıklarının kur düşmesi nedeniyle olumsuz yansımaları geçici bir durumdur. Alım fırsatı verir.

Piyasalar için asıl önemli olan piyasalara güvenin geri gelmesidir.Bu da uzun dönem seçim olmayacağı anlaşılırsa ve ekonomi kadrolarında liyakata dayalı kabine değişikliği yaşanırsa oluşabilir.Piyasalara güven geri gelince 186 Milyar Dolar'a ulaşmış olan DTH'larda çözülme başlar. Yabancı fonlar Türk tahvillerine taleplerini yeniden arttırırlar. Borsalara fon girişleri hızlanır. İşte böyle bir ortamda faizler düşse bile, ekstra döviz girişleri nedeniyle kurlar da beraberinde düşmeye devam edebilir. Piyasalar için en ideal tablo budur.

Peki güven konusunda ne düşünüyorum derseniz, o konuda çok rahat değilim. Birincisi ABD ile yaptırım konusu tam net değil. S-400'ler kesin gelecek gibi. Gelirse aktif edilecek mi önemli. ABD sanatörlerinden birisi S-400'ler aktif edilmezse yaptırımlar olmayabilir açıklamasında bulunmuş. Yani o kadar para verip aldığımız S-400'leri aktif etmez ya da sınırlarımız dışında bir yerlerde konuşlandırır mıyız bunu bilemiyorum. Ama benim anladığım topraklarımızda aktif ettiğimiz takdirde ABD yaptırımları bir şekilde yine olacak. Yani bu konu riskler taşımaya devam ediyor. Ama S-400'leri neden almak zorunda kaldığımız hususu iyi izah edilmiş sanırım, Trump'ın bu durumu anlaması önemli. Yine de hele bir ülkeye gelsinler ne olacağını o zaman daha iyi anlayacağız diyorum.

Diğer taraftan iç siyaset öyle 4 yıl seçimsiz bir dönem geçirtecek gibi durmuyor. Olası yeni parti kuruluşları bu konuda farklı gelişmeleri beraberinde getirebilir. O kadar çok denklem var ki piyasaları etkileyecek olan, bir anda bambaşka gündemlere dönebiliriz. Misal ekonomi kabinesinde kabul gören bir değişiklik olsa ve IMF ile bir program anlaşması yaptık demeye kalksalar her şey değişir. Kurlar ciddi ve kalıcı düşüşler yaşar. Çok ciddi dış fon girişleri başlar. Ratingçiler not artışı yaparlar.

Ama iktidar IMF konusuna kapalı. Lakin ekonomi de iyi yönetilmiyor. Birinden biri olmazsa ekonomik kötüye gidişten hızlı çıkmamız zorlaşır. Ama siyaset süprizlere açıktır. Karşı olunan ne fikirler tam tersine dönüşler yaşatmıştır. Bunları çok kez gördük. Her konuda şu an karşı olduğumuz görüşlerin tersinin yapıldığını da görmek mümkün. Bu nedenle ben ne olursa nasıl yansır diye izah ediyorum. Olur-olmaza bakmıyorum. Ya olursa diye yazıyorum. Bakalım yaşayıp göreceğiz.

Dünya Bir Anda Karıştı!
Dün Rus nükleer denizaltısında yangın çıktı. Ölen askerler var. ABD nükleer sızıntı alarmı verdi. Ruslar yok diyorlar. ABD basınına yansıyan haberlerde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Beyaz Saray’dan yapılan acil bir çağrı üzerine New Hampshire eyaletine olan planını iptal ederek geri geldiği iddia edildi. Haberler üzerine açıklamada bulunan Pence’in Basın Sözcüsü Alyssa Farah, “Başkan Yardımcısı hiç Washington’dan ayrılmadı. ‘Acil geri dön’ çağrısı gibi bir şey yok. Başkan Yardımcısının, Washington’da kalmasını gerektiren bir şey oldu. New Hampshire programı yeniden takvimlendirilecek” ifadelerini kullandı.

Diğer dünya başkentlerinde ve uluslararası kurumlarda acil toplantılar yaşandı. İran bu acil toplantıları kendisine karşı bir müdahale yapılacağı şeklinde yorumlayıp alarma geçti. Velhasıl dünya dün çok ilginç bir hareketlilik yaşadı. Sonra ABD'de başkan ve yardımcısı için herhangi bir sağlık sorunu olmadığı açıklandı. Diğer toplantıların da her birinin bir izahı yapıldı. Putin denizaltıdaki yangını doğruladı. 14 askerin öldüğünü ama nükleer sızıntı olmadığını söyledi.

Özellikle ABD başkanının sağlık konusu hala belirsizlikler içeriyor. Dünya olarak da böyle bir gündem yaşanıyor. Bakalım devamı nasıl gelişecek göreceğiz.

Hepinize bol kazançlar dilerim.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_