Sizi bilmem ama ben böyle düşünüyorum. Yeter artık bu ne kötü bir süreçmiş bitmez mi arkadaş ya bir türlü. Maalesef bitmiyor. Çünkü teşhis ve tedavi yanlış. Şimdi ben bunları yazınca sanki politika yapıyorum gibi oluyor ama öyle değil. İktidarın ilk yıllarındaki strateji yazılarıma beklenti yazılarıma bakın, o zaman da da bana iktidar yanlısı stratejist yaklaşımlarına şahit oluyordum.
Doğruya doğru eğriye eğri demekten öte bir şey yapmıyorum. Mecburen piyasayı izah etmek için sebeplerini yazmak sorunda kalıyorum. 2006-2008 arasındaki balyoz ve ergenekon davaları zamanında yazdıklarıma bakın, bu yapılanları, PKK'nın en önemli terörist elebaşlarından birinin gizli tanıklığı ile Türkiye'nin en güvenilir kurumunun başındaki komutanların rütbelerini söküp insanları hapse atıyorduk. 5-6 yıl yargılamaları başlamadan hem de.
Şimdi Fetö dediğimiz cemaat yapılanmasını ozaman eleştirenlere yok böyle birşey derken cemaat ülkenin her yerine yerleşiyor ve yapılanıyordu. Bunlar yaşanırken iktidarın başındakiler yine aynı kişilerdi. Şimdi de aynı. O zaman ABD ve AB yaşananları alkışlıyordu. Çünkü bölgedeki amaçlarına engel olacak en güçlü ülke olan Türkiye'nin tüm kurumlarının tarumar olması işlerine geliyordu. Bunlar yapılırken iktidar olanlara dış dünya her türlü desteği veriyordu. AB ile müzakereler ilerliyor, ABD bizi BOP eş başkanı yapıp, şimdi Putin nasıl sık sık görüşüyorsa, o zaman da Obama aynı şekilde sık sık görüşme yapıyordu.
Şimdi Suriye'de terör örgütü PKK'nın kolu dediğimiz PYD o zaman da vardı. Biz ise o zaman PYD'nin başı olan Salim Müslim'e devlet karşılaması yaparak sık sık ülkede ağırlıyorduk. Kobani'yi ISİD ele geçirince kaçan Suriye'li Kürtler'i kurtarsın diye, Kuzey Irak'tan Barzani peşmergesi iktidarın izni ile ülkeye törenlerle girmedi mi?
İşte bunlar yapılırken nasıl ki yanlış diye yazıyorsam, şu anda da yaşanan bir çok şey için yanlış olduğunu yazıyorum. O zamanlar yaşananlar sonrasında yapılanların çoğunun yanlış olduğu ve kandırıldığımız için yapıldığı anlaşıldı. Ama ne fayda Libya iç savaşta. Suriye sınırlarımızda PYD PKK ile ortak bir devlet kurmanın alt yapısını hazırlıyor. Kuzey Irak devlet denemesini bile yaptı bu sürede. Şimdilik kabul ettiremedi.
Sağlam durursak Suriye'de başarmalarına mani olabiliriz. Ama bunun için önce ekonomik olarak güçlü olmalıyız. Fakat yıllardır üretim değil de alt yapıya yatırım ve inşaata yaptık. Yerli yatırımcımıza TL krediyi kısarak, yurt dışından döviz kaynak arayışlarına mecbur bıraktık. Sonra da içeride arka arkaya kriz ve güven kaybı nedeni olan Gezi, Güneydoğudaki şehir terörleri, ülkenin bir çok yerindeki canlı bomba eylemleri, Rus uçağının düşürülmesi, Zarrab ve Halkbank krizi, hain bir darbe kalkışması, başbakanın yetkilerini kırkıp istifa ettirerek, yerine halkın seçmediği birini atamak gibi siyasi kriz kaynakları yarattık ve yaşadık. 5 Yılda 8 kez adı referandum, seçim denen sebeplerle sandığı halkın karşışına çıkarttık.
Tabii bu kadar seçim yapılınca da, ekonomi bir türlü öncelik olamadı. Oy kazanmak için harcamaları aştık. Kredileri saçtık. Şimdi de görüyorsunuz tüm bu yanlışların güven kaybının yarattığı piyasanın sıkıntıları ile mücadele etmeye çalışıyoruz. Ama bunu yaparken de, içeride ve dışarıda güven kaybına neden olacak seçimlerin iptali kararı ile yeni bir siyasi belirsizlik yaratmış durumdayız.
Tüm bunlar yaşanırken ekonomik kadrolara karşı olan güvensizliği ise ciddiye almıyoruz. Nasıl % 6'lara inmiş faiz döneminde durduk yere bankalara ve TCMB'na yüklenerek faiz ve kurların bu seviyelere gelmesine neden olduysak, şimdi de bir türlü rayına sokamadıkları ekonomiye rağmen, ekonomi kadrolarına sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ama artık belki de ''olmuyor, yapamadınız'' diyerek ekonominin yetkilerini daha ehil ellere vermemiz gerekiyor. Buna ne kadar direnirsek, sonra yeni geleceklerin ekonomiyi düzeltmeleri çok daha güçleşecektir.
Ekonomide 2019 yılının çok iyi olacağı, döviz alanların panik olduğu söyleniyordu. Paraya ihtiyacımız olmadığı, 2019 yılının tüm borçlanmalarının yapıldığı söyleniyorken, şimdi ise TCMB'nın ihtiyat akçelerinin Hazineye devredilmesi yasal çalışma yapıldığı iddiası Reuters tarafından speküle ediliyor. Kurlar yılın başına göre ciddi yükselmiş, faizler artmaya devam ediyor ve cds'lerde 500'ler görülmüş.
İşte tüm bu yaşananlar normal işler değil doğru. İnsan alınması gereken normal tedbirleri beklerken, tam tersinin yaşandığını görünce piyasalar iyice bunalıma giriyor. Sonra ucuz ucuz deyip durduğumuz BİST, bu fiyatlara inip herkesi moral bozukluğuna sokuyor. Maalesef borsalar böyle alanlardır. Güvenle işler, güven olmadığı ortamda ise tıkanırlar. Kötünün kötüsü olurlar. O zaman da kayıplar olması gerekenlere bakmadan daha artar. Şimdi bunların faturası birine çıkartılacaksa, artık gerçek adresi görmeniz lazım. Yani borsa ben yanlış öngörü yapıyorum diye düşmüyor. Ya da çok pahalı diye düşmüyor. Türkiye hukuk, demokrasi, siyasi güven kayıpları yaşadığı, ekonomi kötü yönetildiği için böyle düşüyor.
Ben tekrar ediyorum, BİST Dolar bazında da, TL olarak da gerçekten çok düşük fiyatlanıyor. Ama yanlış gidiş sürdüğü müddetçe maalesef daha da düşebilir. Bu riskleri gördüğüm için seçim öncesi ve sonrası olası risklere dikkat çekiyordum. Bu nedenle eğer İstanbul seçimleri iptal edilirse piyasalara yansımalarının kötü olacağı uyarılarını yapıyordum. Kimseyi ikna edemeyen bir gerekçe ile yaşanan iptal sonrası, 23 Haziran seçimlerine olan güvende de erozyon yaşanıyor. Yine kazanan değişmezse acaba kazanana yetki verilecek mi, verilse meclis yapısı nedeniyle acaba rahat çalışmasına imkan verecekler mi diye korkular piyasaların bozulmasına neden oluyor.
Diyecek hiçbir sözüm yok. Ne zaman doğruyu görür gereğini yaparız, o anda piyasalara yansıması olumlu olur. Ama aynı şekilde davranmaya devam eder ve tüm bunların suçlusu olarak ülkeye şimdiye dek görülmediği boyutta bir dış ekonomik saldırı yapıldığı tezine sığınmaya kalkarsak, maalesef bu sıkıntılarımız daha da artacaktır. Aynı zamanda da yerli yabancı yatırımcıyı böyle bir saldırıya inandırıp korkutursak, Türkiye'den uzak durmaya devam edecekleri gibi, hatta belki de mevcut Türk varlıklarını da satıp çıkmaya kalkabilirler.
Umarım artık her alanda işi ehline verir ve aynı zamanda kavga dilinden hızla uzaklaşırız. Yoksa inanın işleri daha da kötüye götüreceğiz. Sonra hakikaten ortamın fırsatlarını kullanmak isteyenlerle de mücadele etmek zorunda kalacağız.
Bana şu hisse neden, bu hisse neden düşüyor demeden önce, tüm bu olanları görmenizi istiyorum. Ama tüm bu yaşananlara rağmen, alıp da kenara atarım, gerektiği kadar da beklerim diyenler bu ve düştükçe devamlı hisse alarak kenara koysunlar. Günü gelecek bu hisselerin bu düştükleri fiyatları hatırlayıp ne kadar büyük düşüşler yaşanmış diyeceğiz.
Ama bu sözleri söyleyebilmek için, siyasi ortamın en kısa zamanda normale dönmesi, başta ekonomi olmak üzere bir çok alanda ehil ellerin müdahaleleri lazım.
Olayları sizlere gösterildiği gibi değil de, gerçeğini analiz ederek anlamaya çalışınız. Hepinize huzurlu günler dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_