Seçimler öncesinde piyasalar için sahip olduğumuz belirsizlikler nedeniyle riskler var diyor ve uyarıyorduk. Hemen aklımıza gelen iki önemli belirsizlik riski ise, yerel seçimler ve ABD ile ilişkilerimizdeki gerginliklerdi. Seçimler bitince en azından bu belirsizlik biter diye umuyorduk. Ama aradan 24 gün geçmesine rağmen, maalesef biz hala seçim gündeminden çıkamadık.
YSK dün khk'lar nedeniyle ihraç edilenlerin seçimlerde oy kullanabileceğini söyledi. Ama oy kullandığı iddia edilen 41 Bin civarı kısıtlı, ölü, hapiste, sahte, vs. olduğu iddia edilen seçmenin ise inceleneceği kararını açıkladı. Bu süre ne kadar sürer bilemiyorum.
Ne yazık ki, bu faizler neden hala yüksek, neden DTH'lara ilgi halen sürüyor bunu ne iktidar ne de YSK anlayamamış sanırım. Ya da anlasa da, bu onları ilgilendirmiyor. Çünkü ilgilendiriyorsa, bu belirsizlikler sürdükçe ekonominin ayarlarının ciddi bozulma yaşadığını görmeleri lazım. Bu nedenle en azından seçimler ile ilgili gündemi sonlandırmak için tüm imkanları kullanmak ve hızlı yargı kararları almanın çok önemli olduğunu görmeleri lazım. Yoksa ekonomi ve finansın fabrika ayarları daha da bozulursa iyice kontrolden çıkabilir. Ondan sonra da hasarı düzeltmek çok daha zor olur.
En basiti, seçimler sonrası TCMB faiz indirimlerine başlar diye beklenti varken, şimdi ise acaba yeni faiz artışları mı yapmak zorunda kalacak yorumlarını duymaya başladık. Böyle sürerse, kendi kendimize yeni sorunlar yaratmaya çaba harcarsak, mevcut sorunları çözmek için yeterli çabayı göstermezsek piyasanın her kesiminde yeni sorunların içine girmemiz kaçınılmaz olur.
Seçim belirsizliği bizim kendimizin çözeceği bir sorun. Günlerdir ağırdan almayıp, hızlı davransak şimdiye çoktan bitmişti. Bunun sonrasında ABD ile ilişkilerimizde de ciddi sorunlar sıra bekliyor. Hiç olmazsa diğerlerini çözebilsek de, geriye sadece ABD ile ilgili olanlar kalsaydı. Ama seçimler öncesinde ne sorun ve belirsizlik varsa, seçimler sonrasında azalmış olacağına daha artmış sıkıntılara sahibiz. Petrol fiyatlarındaki yükselişin enflasyonu baskılaması da bunlardan birisi.
Küçücük evlatlarımızı bile sapıklardan koruyamadığımız bir ortamda size nasıl umut saçayım bilemiyorum. Umarım yanlışlar, aksayan işler görülür ve herkes kendi üzerine düşeni yapar. Yoksa göre göre daha sıkıntılı sürece girmek üzereyiz. Burada en büyük görev siyasilere ve asıl 17 yıldır tek başına iktidar olarak istediği her yasayı çıkartabilme imkanı olan iktidara düşüyor. Aksayan ne varsa, başkasında kabahat aramadan, biz neyi yanlış yapıyoruz diye düşünmeleri lazım!
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_