Maalesef ABD-Türkiye ilişkilerindeki gerginlik kademe kademe artmaya devam ediyor. Dış İşleri Bakanları görüştü görüşmeye devam edeceğiz açıklamalarında bulundular ama, filanca konu hakkında uzlaşmaya vardık diyemediler. Kaldı ki, ben zaten tek sorunun rahip Brunson olduğunu düşünmüyorum! Eğer öyle olsaydı, tam da Türkiye Brunson'un tutukluluk halini ev hapsi şekline değiştirmişken, ABD bakanlarımıza yaptırım kararını açıklamazdı. ABD ev hapsinden sonra muhtemelen bir sonraki duruşmada Brunson serbest kalırsa elim zayıflamasın diyerek, yaptırımları açıkladı.
Şimdi normal olarak Türkiye ev hapsi şeklinde bir düzenleme yapmasına rağmen, ABD'nin yaptırım kararlarını açıklamasına aynı şekilde karşılık vermesi dışında bir şey yapamazdı. Çünkü her iki ülke de rahip konusunu kamu oyu önünde konuştukları için, kendi kamuoylarında bir baskı unsuru haline getirdiler. Bu aşamadan sonra hangisi geri adım atarsa, taviz vermiş gibi görünecek. ABD bence bunu hesaplayarak, yaptırım kararlarını aldı. Kısacası Türkiye'yi kızdırmak, rahibi serbest bıraktırmamak istedi diye düşünüyorum.
Çünkü ABD'nin rahip serbest kalsa da, Türkiye ile arasındaki gerilimler bitmeyecek. S-400, Irak ile Suriye'deki çıkarlar ve amaçlar, Ortadoğu'daki saflaşmalar, Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması, FETÖ liderinin iadesi gerilimi ve en önemlilerinden birisi de başlayacak İran yaptırımlarına Türkiye'nin ayak diremesi. Daha önceki yaptırımlarda da ayak direyen Türkiye nedeniyle İran yaptırımları yeterince başarılı olmamıştı. ABD'nin İran'a olan yaptırımlarındaki ilk faz bugün başlayacak. Türkiye'nin de yanında yer alarak, yaptırımlara katılmasını istiyor. Türkiye kabul etmediği için gerilim başka konuları da kapsayacak şekilde artıyor.
İşte bu gelişmeler ışığında yeni bir haftaya başlıyoruz. Dolar kurunun seviyesine bakınca, maalesef yeni haftada yeni kur yükselişleri görmemiz mümkün. Sayın cumhurbaşkanımız geçen cuma günü yastık altındaki dövizleri, altınları çıkartın diyerek halka bir çağrı yaptı. Halkımızın yaklaşık 160 Milyar Dolar döviz mevduat hesabı var. Aynı şekilde de 140 Milyar Dolar'ın üzerinde yastık altı altını ve 33 Milyar'lık altın mevduatı olduğu düşünülüyor. Aslında çağrı karşılık bulsa, halkın elindeki döviz ve altın çok ciddi boyutta. Lakin iki yıldır yapılan bu çağrılar sonrası, dövizlerini çağrılara uyarak satmış olanlar bu kararlarında zarar yaptıkları, altın ve döviz kurları yükselmeye devam ettiği için, bu sefer halkın son çağrıya ciddi bir karşılık vermesini beklemiyorum.
Öncelikle devletin tasarruf tedbirleri ile halka örnek olması gerekir. Ama açıklanan programlara bakınca, devletin pek de tasarruf yapacağını görmüyoruz. Umarım bakan Albayrak'ın kamu hızla tasarrufa yönelecek açıklamaları doğru çıkar. Yoksa, aynı şekilde harcamaya devam edersek, maalesef ekonomi olarak çok riskli bir ortama girmeye devam ediyoruz.
İşte böyle bir ortamda BİST için yorum yapmak çok zor inanın. Çünkü hisselerin çoğunda ciddi iskontolar olmasına rağmen, kurlarda yaşanan yükseliş sürdükçe, faizler de yükselmeye devam ediyor. Her ikisindeki yükseliş enflasyonu arttırıyor. Bu durumun devamı da ekonomide bozulmalara neden oluyor. Bu durumu en kısa zamanda tersine çeviremezsek, ekonomide çok daha ciddi sorunlara muhatap olabiliriz.
Aslında tüm yaşadıklarımıza rağmen BİST'in yine de iyi dayandığını söyleyebilirim. Bu tablo nedeniyle, BİST'de hisse bazlı hareketlere odaklı bir dönem geçiriyoruz. Bir süre daha böyle sürecektir.
Hepinize iyi ve kazançlı bir hafta diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_