İyi Bayramlar!
Bugün yarım gün işlem olacak. İkinci seans olmayacak. Şimdiden tüm Müslümanların ve siz sevgili dostlarımın Ramazan Bayramını kutlarım. Borsa için iki aydır artarak kötüleşen bir süreç yaşıyoruz. Umarım bayram dönüşü çok daha iyi bir döneme ve borsa fiyatlarına dönersiniz.
FED 25 Puan Faiz Artışı Yaptı!
ABD FED, 25 baz puan artış yaparak, politika faizini %1.50 - %1.75 faiz aralığından %1.75-%2.00 aralığına yükseltti. Yılın ikinci faiz artışı sonrasında, yıl bitmeden iki kez daha faiz artışı beklentisi olduğu görülüyor.
BİST için FED'in bu kararı ek bir satış nedeni midir? BİST zaten öncesinden ciddi düşüşler yaşadığı için, olası ek düşüşler FED'in 25 baz puanlık faiz artışı nedeniyle olmayacaktır. Maalesef BİST ve finansal piyasaların dengesini bozacak, yerli ve özellikle yabancı yatırımcıların finansal piyasalarımıza olan güvenini sarsacak bir Londra ziyaretimiz oldu. Zaten öncesinde TCMB faiz artışı için siyasi baskı nedeniyle çok geç kalmışken, bir de Londra ziyaretinde TCMB ve faizler için sarf edilen sözler sonrasında maalesef güven kaybı yaşattık.
Görüyorsunuz ki, güven çok hassas bir şey. Kaybetmek çok kolay ama yeniden geri kazanmak çok zaman alabiliyor. Çünkü nihayetinde özellikle yabancı yatırımcıların gelişmekte olan ülkeler içerisinde bizim gibi yatırım yapabilecek ülke alternatifleri çok fazla. Zaten fonları içinde gelişmekte olan ülkeler fonu düşük. Gelişmekte olan ülke fonları içinde Türkiye için ayırdıkları pay da % 1.5'lar bile değilken, eğer size karşı bir güven kaybı yaşarlarsa, alır paralarını diğer ülkelere götürürler. Hiç birisi Türkiye'ye mecbur değil.
İşte eğer zamanında yapılması gerekenleri yapmaz, söylenmemesi gerekenleri söylersek, sonra kaybettiğimiz güveni geri kazanmak kolay olmuyor. Bakan Mehmet Şimşek, seçimlerden sonra da kesinlikle TCMB özerkliği, yapısı ile ilgili bir değişiklik olmayacağını söylemiş. Bu sözleri söylemeye neden gerek duymuş? Demek ki, sarf edilen bazı sözler yatırımcılarda bu yönde korkular yaratmış ki, şimdi bu korkuları dağıtmaya çalışıyoruz.
Aynı şekilde cumhurbaşkanımız da, seçimler sonrası ilk işlerinin OHAL'i kaldırmak olduğunu ama gerekirse yeniden geri getirilebileceğini söylemiş. Peki kaç zamandır OHAL'in yatırımcılar üzerinde olumsuz etkisine dikkat çekiyoruz. Şimdiye kadar bu konuya duyarsız kalındı. Şimdi neden kaldırabiliriz diyoruz? Ayrıca madem kaldırabiliriz, neden seçimlerden sonra da hemen değil?
Ayrıca, daha kaç ay öncesinden artan enflasyon, brent petroldeki artışlar, kur hareketlenmesi nedeniyle faizlerin artması gerekiyorken, TCMB nedense (!) bu duruma kayıtsız kaldı. Ama Dolar 4.92, Euro ise 5.76'yı görünce arka arkaya faiz artışları yapmaya başladı. Lakin özellikle altını çizerek belirtiyorum, piyasalarla inatlaşır ve bir kere güven kaybı yaşarsanız, sonra ayar tutturmak öyle kolay olmuyor. İşte görüyorsunuz, belki üç ay evvel 200 baz puanlık bir faiz artışı yapılsaydı, muhtemelen Dolar 3.80'lerin, Euro da 4.75'lerin altında olacakken, şimdi ise panikle 500 baz puan faiz artışı yapılmasına rağmen, yine zirvelere doğru yükseliş baskısı yaşandığını görüyoruz. BİST de bu arada çok sert değer kayıpları yaşıyor.
Lafın özü, eğer benzer hataları yapmaya ve piyasalarla inatlaşmaya devam edersek, o zaman kurlar ve faizler için daha üst seviyeleri ve BİST ile hisseler için de, çok daha alt seviyeleri görme riskimiz olacaktır. Bu nedenle BİST şuraya düşer mi, döviz buraya çıkar mı sorularınızın cevapları bizlerde değil. İktidardaki yönetenler ve karar verenlerde! Aldıkları kararlar ve uygulamalara göre bu soruların cevapları değişkenlik gösterecektir.
Ama şunu bilmenizi isterim ki, Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu yoktur. Lakin çözmeyip, sorunları daha da yumak yapmak isterseniz o zaman da finansal ve ekonomik krizden kaçınmak kolay olmaz. Aylardır yazıyorum, cari açık düşürülmeli, üretime yönelmeyen harcamalar kesilmeli, eğer kurlardaki yükselişe kayıtsız kalırsak, sonra emin olun zamanında gerektiğinden daha fazla faiz artışı dahi yapsak, kurlardaki yükselişe mani olamayız. Yabancıya da çok yüksek kurlardan, gayet yüksek faiz düzeyi ile ülke kaynaklarını bedavaya kendilerine transfer etmek fırsatı veririz.
Nitekim de aynen öyle oluyor. İşte eğer içeride ve dışarıda kavgaya, bölünmüşlüğe, inatlaşmaya devam edecek olursak, finansal olarak bozulan piyasalar ekonomik olarak da derinleşen bir krize girer. Artan yapılandırma talepleri, şirketlerden gelen konkordato ilanları bu riskin sinyalleridir. Seçimlerden kim çıkarsa çıksın, devlet en kısa zamanda hızla demokratikleşme adımlarını atmalı, OHAL kalkmalı, özerk kurumların özerkliği kuvvetlendirilmeli, kavga dili son bulmalı ve devlet her alanda tasarrufa yönelmelidir.
Lütfen 11 Haziran tarihli ''Büyüme BİST'i Toparlar Mı?'' ve 31 Mayıs tarihli ''Öncelikli Politika Borçları Azaltmak Olmalıdır!'' başlıklı beklenti yazılarımı yeniden ve dikkatlice okuyunuz. Yazıların içeriklerinde gelmiş olduğumuz endeks seviyelerinin uyarılarının göreceksiniz.
Hepinize iyi bayramlar ve iyi tatiller dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_