Karamsarlığın doğru olmadığını, BİST'in en büyük payının yabancılarda olduğunu, yabancı gözü ile bakınca, BİST'in Dolar bazında tekniklerine bakılması gerektiğini, bu nedenle endeksin 100 Bin ve üstüne gideceğini yazarken, bunun sadece bir algı operasyonu olduğunu belirtiyordum. Her şey aynı iken, algıların nasıl da değişeceğini göreceksiniz diyordum.
Petrol fiyatlarının, ons altının ve döviz kurlarının düşeceğini gerekçeleri ile yazıyordum. Güvenli limanlara ihtiyaç olmadığını belirtiyordum. FED faiz artışlarının bizi etkilemeyeceğini, bizim zaten faizimizin fazlası ile yüksek olduğuna dikkat çekiyordum. Aynı cari açık, enflasyon, FED ve diğer iç dış risklere rağmen algıların lehimize döndüğünü göreceğiz diyordum.
Algılar Değişiyor!
Dikkat ediyor musunuz, son dönem içeriden dışarıdan yorumlar bir bir değişmeye başladı. Gelişmekte olan ülkelere yeniden hızlı para girişleri başladı. FED faiz arttırdı ama takan yok. Eee, hani FED faiz arttırınca bizim piyasalar dağılacaktı. Borsa çökecekti. Kurlar patlayacaktı. Bakın hiç de öyle olmadı.
Güvenli limancılar zarar edecek, liman aramaya gerek yok diye yazarken, şu anda bu görüşümün haklılığını birçok platformda seslendirmeye başladılar. Türkiye'nin pozitif ayrışacağına dikkat çekiyordum. Bakın, yabancı kurumlardan Türkiye'nin büyüme tahminleri yukarı çekilmeye devam ediliyor. Kurların karşılıkları için de, hiç de istemeyeceğimiz 2,50 seviyeleri bile telaffuz ediliyor. Hemen söyleyeyim, Goldman S.'ın dediği bu seviyelere Dolar'da inmeyi beklemiyorum. Ama faizleri hızlı düşürmediğimiz takdirde 3,30 ve altındaki seviyelere hazırlıklı olun derim. 3,00 TL üzeri kurlar ihracat rekabetimiz için yeterli olur. Kimse 3,00'ün altına inmeyecek kur seviyeleri için ölürüz, biteriz, turizm, ihracat biter demesin. Bunların hiç birisi olmaz.
En Önemli Sorun Güven!
BİST'in düşmesinde, kurların yükselmesinde, doğrudan ve özel sektör yatırımlarının azalmasında en önemli etken, her zaman dikkat çektiğim gibi, finansal kaynak yetersizliği değildir. Tamamıyla 2013 ve sonrasında Türkiye'de yaşananların yarattığı güven sorunu ve gelecek belirsizliğidir. Bu sorun en büyük problemimizdir.
Dikkat ederseniz çok ciddi bir şekilde yurt dışında yerleşim arayışları var. Ortadoğu ülkelerinde savaşların bu ülkeleri ve halklarını nasıl perişan ettiğini görmüş olanlar, siyasi gerilimler ve darbe denemesinin de etkisi, bu korkuların Türkiye için de gerçekleşme riskini arttırmış olması nedeniyle büyük bir gelecek korkusu yaşıyorlar. Bu nedenle özellikle okuyan gençler yurt dışı okullara yöneliyor. Yunan adaları başta, neredeyse tüm yabancı ülkelere çok ciddi bir Türk akını yaşanıyor. Yurt dışında konut alımları ve yerleşim imkanları aranıyor.
Tabii bu aynı zamanda ciddi bir beyin göçü demektir. Önemli bir sermaye transferi demektir. İşte bu sorunu çözecek hamleleri yapmaya başladığımız zaman ortam yatışacak ve 2013'den beri duraksayan yatırımlar yeniden hızlanacaktır. Hatta siyasi korkuları aştığımız anda büyüme patlaması bile yaşanabilir. 3-4 yıldır yatırımdan kaçınan özel sektör,yatırımlarına yeniden hız vermeye başlarsa büyüme tüm tahminleri aşabilir.
AB ile ilişkilerin yeniden canlandırılması ve vize muafiyeti konularının gündeme gelmesi ortamın durulması ve Türkiye'ye olan ilginin artması için önemli bir tetikleyici olabilir. Bu konunun üzerine hızla gidilmelidir.
Kimse korkmasın, Türkiye'nin yurt içi ve dışında PKK'ya yönelik başlattığı operasyonlar sonrası, güney doğumuzdaki emeller çökmüştür. Eskiden yapılan tavşana kaç, tazıya tut tarzı göstermelik operasyonlar nedeniyle kendini bölgenin hakimi gören PKK çok ciddi darbe almıştır. Her şeyden öte, özellikle güneydoğumuzdaki Kürt vatandaşlarımız gerçeği görmüş ve PKK'nın yabancılara hizmet eden misyonunu fark etmiş ve desteğini çekmiştir. Göreceksiniz ki, bu durum bölgenin çok hızlı kalkınmasına imkan verecektir.
Siyasi Riskler Sürüyor!
Ancak tabii ki, her şey toz pembe değil. Halen çok ciddi siyasi risklerimiz mevcut. Belki başkanlığa giden anayasal kararlar alındı ama günü gelince seçim sonuçları için şimdiden emin olmak doğru değildir. Olası bir başkanlık seçimi öncesinde(başkanlık diyorum çünkü benim için doğru kelime bu) merkez sağda kurulacak yeni bir parti, iktidara ve MHP yönetimine kızgınların oylarında ciddi kopma yaratabilir. Bu nedenle belki başkanlık seçiminde sonuç değişmese bile, parlamentoda olası başkanın partisi büyük güç kaybedip, muhalefete de düşebilir.
İşte şimdilik siyasi olarak bu belirsizliklerimiz sürüyor. Ama tüm bunlara rağmen yine de piyasalarımızın güçlendiğini göreceğiz. Çünkü şartlar bizim liehimize gelişen bir dünya görüyoruz.
BİST'den Korkmayın!
Neyse, daha çok konuya dikkat çekebilirim ama fazla da uzatmak istemiyorum. Hukuk ve iç siyasette yeniden AB normlarına dönersek, khk ile ülke yönetiminden vaz geçersek, hızlı iyileşme sürecektir. Bu gelişmeler rating artışlarını bile getirir.
Not Artışları Yeni Hikaye Olur!
Yeni bir hikaye lazım deniyor devamlı ya, işte bu hikayelerden birisi olası not artışı beklentileri olur. Görüyorsunuz motumuzu düşürmüş olan Fitch, Türkiye büyüme tahminlerini katlayarak yukarı revize ediyor. Demek ki, büyüme düşecek diyerek yaptıkları not indirimi anlamsız bir davranış oldu. Madem büyüme düşmedi ve hatta kendileri bile yukarı revize ediyorlar. O zaman notumuzun beklenilenden daha hızlı artışı söz konusu olmalı derim. Ama olası yeni parti kurulması ve başkanlık seçimleri öncesinde mümkün olduğunca izlemede kalmayı tercih edecekler ve artış yapmamayı isteyeceklerdir. Fakat, büyüme oranımız herkesin beklediğinden de yüksek, yani % 5'lerin üzerinde gerçekleşmeye başlar ve yatırımlar hızlanırsa, ratingçilerin buna duyarsız kalamayacağını düşünürüm. Neyse, bu beklentim yine de yıl sonu sonrasında yani yeni yıl ile iyice artacak bir gündem olur.
BİST'de gereksiz bir korku yaşamayın. Ama arada yaşanan ve yaşanacak realizasyonları ve hatta teknik düzeltmeleri de korku unsuru olarak, panikleme sebebi olarak görmeyin. Bunlar her ciddi yükseliş sonrasında olabilecek, yeni yükseliş öncesi güç kazanma düzeltmeleridir. Olması daha sağlıklıdır. Destek-Direnç Tablomuzda olası teknik seviyeleri düzenli bir şekilde günlük takip edebilirsiniz.
Yükseliş trendini bozmayacak düşüşler ki bu trend desteklerini de yazılarımda yazmıştım. BİST'in ana trendini bozmaz. Yoluna devam etmesini engellemez. BİST'in yeni yükselişlerinde en büyük destekçileri bankalar olacaktır. Hele ki kurlar geri çekilmeyi sürdürürse, bankaların sendikasyon kredileri nedeniyle karlılıkları daha da artmaya başlayacaktır. 26 Mayıs tarihli ''Bankaların Gideceği Yer Kalmadı Mı Gerçekten?'' başlıklı yazımda bankalardan neden kormadığımı yazmıştım. Linki tıklayıp okuyabilirsiniz.
BİST Bugün Ne Yapar?
BİST bugün yükselir mi düşer mi o bence ilk konumuz bu olmamalı. Bence sağlıklı bir borsa için zaten kısmi geri çekilmeler yaşanmalı. Ki, bu düşüşler yaşanırsa daha rahat yeni öngörüler verebilelim. Kısacası eğer borsadaki geri çekilme sürecek olursa, yeni öngörü sayımın artacağını söyleyebilirim. Benim korkum, ben yeni öngörü yapamadan, BİST'in toparlanıp yükselişini sürdürmesidir. Asıl bu olursa, bu yükselişe bir çok kişi katılamamış olur. Parada olanlar fiyatlar düşmeden yeni alıma cesaret edemeyebilirler.
Son söz; algılar olumlu yönde değişiyor. Daha da değişecek göreceksiniz. Tüm etkenler aynı iken, bardağın dolu tarafını görenler artacak. Ben zamanında görmemek isteyenlere rağmen bunları yazmanın rahatlığı içindeyim. Şimdi nasılsa piyasa savunucuları çok olacaktır. Benim bu yönde yazı bile yazmama gerek kalmayacaktır :) Hiç olmazsa bu sayede teknikleri incelemeye daha çok zaman ayırma imkanım olur.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_